Eksozomların Geleceği…

Eksozomların Geleceği…


Son günlerde birçok karşımıza çıkan, özellikle medikal estetik alanında oldukça ses getiren eksozomlar, içeriği ve faydalarının yanı sıra; kaynağı, sürdürülebilirliği, gelecekteki rolü ile de konuşulmaya ve araştırılmaya devam ediyor.

Eksozom kanser tedavisinden, cilt yaşlanmasına, infertilite’den alzheimer’a pek çok alanda kullanılmaya başlanan bir tedavi materyali olarak keşfedildi.

Eksozomlar hücre olmamalarına karşın vücuttaki tüm hücreler arası iletişimin düzenlenmesinde ve hücrelerin yaşam döngüsünde kritik bir rol üstlenir.

Yaşam şekillerimiz (beslenme, uyku, radyasyon maruziyeti vb) sebebi ile hücresel bazda olan bozulma, vücuttaki organlarımızın ve hatta sitsemlerimizin bozulmasına sebep oluyor. Bunların detaylarına indiğimizde ise ana sebeplerinin oksitatif stres ve hücresel inflamasyonun artması, hücre bariyerlerinin ve iletişiminin bozulması olduğunu biliyoruz. 

Hücresel boyutta bozulan iletişimi düzeltmek, hücreleri güçlendirmek adına dışardan eksozom tedavisi şu an ki en etkili yöntem. Vücutta cilt onarımı, cilt gençleştirme ve iltihabı azaltma gibi konularda da eksozomların kullanımına sıkça rastlanıyor. Eksozom küreciklerinin içeriği onu üreten hücreye göre değişkenlik gösterir. Oksidatif stresle başa çıkmak için kullanılan eksozom kaynağı farklıdır, hücre yenileme için kullanılan eksozom kaynağı farklı.

İnsandan hücresinin ürettiği eksozom ile bitki hücresinin ürettiği eksozomlar farklı içeriktedir.

Peki tedavide kullanılacak eksozomların kaynağı ne olmalı? İlk ve en kolay üretilebilen mi?

Güvenli, etkili ve bir standarta oturtulabilen mi?

Şu ana kadar yapılan çalışmalar eksozomların gelecek yıllarda tıbbın birçok alanında kullanılacağını gözler önüne seriyor.

Ancak her yeni ürünün veya tedavinin uygulamaya geçirilmeden önce kontrol edilmesi gereken husus olan güvenlik hususu uygun kaynağın neresi olacağı, yarar sağlarken ne gibi dezavantajları olabileceğine dair araştırmalar devam ediyor.

Bu gibi araştırmaları takip eden ve bir ürünün kullanılıp kullanılmayacağına karar veren merciiler öncelikle o ülkelerin Sağlık Bakanlıklarıdır. Ancak keşfedilen ya da uygulanan ürünün sadece bulunduğu ülkede değil, yapılan çalışmalarının ve sonuçlarının tüm dünyada da kabul görmesi önemlidir. Gerekli denetim ve kontrolleri yapmak için ise tüm dünyada geçerli olan FDA veya CE mevzuatları kullanılıyor.

Dünyada henüz eksozomla ilgili bir mevzuat oluşturulamadı ama özellikle dermokozmetik alanda öne çıkan ortak görüş, insanın ve insan kaynağının herhangi bir amaçla tedavi için hammadde olarak düşünülemeyeceği yönünde…

Bu tip bir kaynağın etik olmaması, elde edilecek ürünün bir standartta olmayacağı ve insan gibi çok kolay mutasyona sebep olabilecek bir ürünün insan vücuduna çok daha büyük zararlar verebileceği olasılığı ile bu tip bir kaynak onay alamayacak.

Şu an birçok önemli hastalığın ya da sorunun tedavisinde işe yarayacak olsalar da hangi etik koşullarda, kimden alındığı belli olmayan insan kaynaklı eksozomların yıllar sonra hangi reaksiyonlara yol açacağı, insan bedenine ne gibi zararlar vereceği henüz belli değil.

Yüzyıllardır tedavilerde kaynak bitkidir. Yapılan çalışmaların sonucunda kaynağı bitki olan eksozomlar kabul görmeye başladı. FDA bitkisel eksozom tedavilerine izin verdi. Bitkisel eksozomlar cilt beyazlatmadan, skar tedavilerine, cilt gençleştirmeden saç tedavilerine çeşitli alanlarda kullanılabiliyor.

Şu an tekrar aynı soruya geliyoruz? Peki eksozomların kaynağı ne olmalı? İnsan değil evet ama hangi bitki? Orada da cevabımız basit, hangi tedaviyi istiyorsam ya da sorunum ne ise ona uygun içeriği olan bitkiler.